Balıkesir ve Çanakkale illeri sınırlarındaki sıra dağlarda nereleri gezebiliriz demeyin. Her bir dağı ve o dağlarda kurulmuş köyleri ve özellikle de Türkiye’nin oksijen deposu unvanını almış bir yerini havasını solumak bile dünyaya bedel emin olun. Kaz Dağları’ndaki köylerde genelde Yörüklerin yaşadığını söyleyebiliriz. Yerleşim yerinin tarihi ise Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi zamanlarına dayanıyor. Fetih sırasında ihtiyaç duyulan kerestelerin bu dağların ağaçlarından sağlandığına dair bir söylenti de var. Bu işi yapmakla görevlendirilen Yörükler o dönemler bu dağlara yerleşerek, şirin köyleri oluşturmuşlar. Dağların her birine tırmanarak, tepelerdeki bu yerleşim bölgelerini gezerebilir, yöresel organik yiyecekleri hem tadabilir hem de satın alabilirsiniz. Ayrıca bu dağlarda bol bol trekking yapma şansınız da var. Ağaçların arasında doğayla baş başa muhteşem bir deneyim yaşamaya hazır olun.
Kaz Dağları Milli Parkı
Dünya çapında bir üne sahip Kaz Dağları Milli Parkı, çok geniş bir alana sahiptir. Burayı gezmek için parkın görevlendireceği bir rehber size eşlik etmeli. Parkın doğallığına zarar vermemek için herkes istediği gibi girip gezemiyor. Dünyada en fazla çeşit bitki örtüsünü bir arada barındıran nadir milli parklardan biri olan Kaz Dağları Milli Parkı, ağaçlarıyla, rengarenk bitki örtüsüyle göz kamaştırıyor. 1774 metre yükseklikte bulunan parkın en bilindik tepeleri olan Babatepe, Karataş ve Sarıkız’ın efsanelerini mutlaka dinlemelisiniz.
Hasan Boğuldu Şelalesi
Kaz Dağları’nın en büyük şelalesi ve göleti olan Hasan Boğuldu Şelalesi, adını geçmiş zamanlarda burada yaşamış olan Hasan’dan alıyor. Hasan, ayağı sakat bir gençtir ve buraya balık tutmak için geldiğinde boğularak ölür. Bu halk arasında dolaşan bir rivayettir. Tabii başka hikayeler de var. Piknik için ideal bir yer olmasının yanı sıra yöresel yiyeceklerin, balların, reçellerin, zeytinlerin saldığı küçük seyyar tezgahlar da bulunuyor.
Kavurmacılar Köyü
Kavurmacılar Köyü, Kaz Dağları’na giderseniz bugün bile dinleyebileceğiniz meşhur Sarıkız efsanesi ile ünlenen bir köy. Efsane ise kısaca şöyle; Sarıkız isimli bir kız babasıyla bu köyde yaşamakta. İftiraya uğrayan Sarıkız’ın babasından kızını öldürmesi istenir, köy halkı tarafından. Babası kızını öldüremez ve köyü kızıyla birlikte terk etmek zorunda kalır. Giderken de bizi burada barındırmadınız, bundan sonra da bu köyde kimse barınmasın diyerek köyü terk eder. Bu sebepten midir bilinmez ama şu an köyde yaşayan hiç kimse yok ve köyün adı kütükten de silinmiş. Eski çağlardan kalma yıkık dökük yapıları ile gerçekten de farklı bir atmosferi var.
Çamlıbel Köyü
Rahmetli Tuncel Kurtiz’in mezarının burada olması, buraya ayrı bir özellik katmış durumda. Çok şirin, tam kafa dinlenesi bir yer olmasıyla birlikte, butik otelleri, küçük kafe ve restoranları ile ziyaretçilerini ağırlıyor.
Tahtakuşlar Köyü
Kaz Dağları’ndaki hemen her köyde bir şehir efsanesi mevcut. Burası da zamanında halkının tahta kuşlar yaparak geçimini yaptığı bir köymüş. İlk etnografya müzesinin açıldığı köy olma özelliğinin yanı sıra bu müzedeki kalıntılar görülmeye kesinlikle görülmeye değer. Bu bölgedeki bütün köyler nerdeyse dağın zirvesinde konumlanıyor. Köylülerin zamanında denizden gelen korsanlardan korunmak için bu kadar yükseklere yerleşim kurduklarına dair söylentiler mevcut. Gerçekten de hiçbir köyü aşağıdan görmenin imkanı yok. Yükseğe çıktıkça görebileceğiniz bu köyler düşününce hakikaten de iyi bir gizlenme yöntemi. O yüzden bu güzel köyleri gezmek için bayağı meşakkatli dağ yollarını geçmeniz gerekecek.
Yeşilyurt Köyü
Yeşilyurt Köyü, Kaz Dağları’nın en turistik köylerinden biridir. Burası eski bir Rum yerleşkesi olmasına karşın, yeni sakinleri büyükşehirlerin gürültüsü ve keşmekeşliğinden kaçmış, hali vakti yerinde olan kişilerden oluşuyor.
Adatepe – Zeus Altarı
Köyü sınırları içerisinde yer alan Zeus Altarı denilen meşhur zindanı görmek ve o müthiş manzaradan mahrum kalmamak için 1 km kadar bir dağ yolundan yürümeniz gerekiyor. Şimdiden uyaralım yükseklik korkusu olanlar burayı görmek için heveslenmesin, zira onlar için korkulu bir manzara olacağı kesin. Ama yükseklikle derdi olmayanların bu muhteşem manzaradan mahrum kalmamasını öneriyoruz. Zamanında Zeus’un bu zindanın üzerinde savaşları izlediği rivayetler arasında bulunuyor.