Doğa ve tarih size yaşanmışlık, hikayeler, renkler ve hatta poz verir. Doğa siz onu dinlemek istediğiniz müddetçe sizinle konuşur ve onun sizinle konuşma şekliyse esasında verdiği pozdur. Kafamızı kaldırmadan yanından geçip gittiğimiz her tarihi bina, orada olduğunu bildiğimiz halde bir türlü gitmediğimiz o coğrafi doku aslında olabildiğince misafirperver ve hikayelerini bizlere açmaya hazır bekliyor. İster usta isterseniz amatör olun yeteneklerinizi bir üst kademeye taşıyacağınız, hikayeleri dinlemeye hazır gözlerin sanatı olan fotoğrafçılığın Türkiye’de ustaca icra edilebileceği yerleri sizler için listeledik:
Karagöl – Borçka, Artvin
Her mevsim güzel ancak sonbaharda daha da güzel olan, huzurun esintisini yüzünüzde hafif hafif hissedeceğiniz muhteşem bir yer Karagöl! Borçka’dan yaklaşık 25 km uzaklıkta bulunan Karagöl’e otostop veya dolmuşlarla ulaşmanız mümkün. Karagöl Artvin merkezden ortalama 60 km uzaklıkta yer alıyor. Yağışlı bir iklime sahip olduğundan yanınızda yağmurluk ve fotoğraf makinenizin su geçirmez kılıfını her ihtimale karşı bulundurmalısınız. Gitmek için en uygun dönem hem yeşil hem de sarının her tonunu yakalayabileceğiniz yaprak döküm döneminin başı olan eylül ayı sonları ile ekim ayı başlangıç dönemi.
Akdamar Adası, Van
Tatlı su akıntıları sebebiyle sıklıkla renk değiştiren Van Gölü’nün tam ortasındaki Akdamar Adası’nda kartpostalları aratmayacak kadar güzel kareler yakalayabilirsiniz. Gölün kendine has renklerinin kar beyazıyla dansını izlemek ve Akdamar Adası’nda bulunan ve Ermeni mimarisi olan Akdamar Kilisesi’nin karlarla kaplı harika görünümü için gidilmesi gereken en uygun dönem kış ayları. Fotoğraf makinenizin ISO ayarlarını otomatiğe almanızı ve “Ah Tamara” efsanesini bir de karlar içinden göz kırpan tarihi kiliseden dinlemenizi öneriyoruz.
Kapadokya - Peri Bacaları, Nevşehir
Hititlilerden Selçuklulara birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, doğanın bize gizemli yüzünü gösterdiği Kapadokya’daki Peri Bacaları, harika fotoğraflar çekebileceğiniz yerlerin başında geliyor. 4 mevsim size nefes kesen manzaralar sunacak bu yer Nevşehir merkezden 7 km uzaklıkta yer alıyor. Kapadokya’ya ülkemizin birçok ilinden direkt otobüs seferleri ve turlarla ulaşmak mümkün, ancak uçakla gitmek isterseniz Kayseri Havaalanı’ndan 45 dakikalık bir yolculukla ulaşımınızı sağlamanız da mümkün. Coğrafi oluşumun size sunduğu efsanelere bölgede düzenlenen rengarenk balon turlarının görselleri de eklendiğinde size sadece makinenizin açısını doğru ayarlamak ve deklanşöre basmak kalıyor. Eğer gün içerisinde bölgede bulunuyorsanız biraz daha sabrederek hava kararınca ortaya çıkan muhteşem ışıklandırılmış görüntüleri de yakalamanızı tavsiye ediyoruz.
Yedigöller, Bolu
1965’te Milli Park ilan edilen bu yer 100 metre yükselti farkı bulunan iki platoda; İncegöl, Büyükgöl, Deringöl, Nazlıgöl, Seringöl, Küçükgöl ve Sazlıgöl’den meydana geliyor. Aşırı sıcakların yaşanmadığı bir iklime sahip olduğundan nisan-ağustos ayları, hem 100’ün üzerinde farklı kuş türünü fotoğraflayabileceğiniz hem de yeşil ve kahvenin renk cümbüşünü ölümsüzleştirebileceğiniz güzellikler sunuyor. Otobüs veya kendi aracınızla ulaşabileceğiniz bu yer Bolu şehir merkezinden 45 km, İstanbul’dan 210 km mesafede yer alıyor. Kamp yapma imkanının da oldupu bu bölge Milli Park olması nedeniyle girişlerin ücretli olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Balat, İstanbul
Bosphorus, Byzantine, Constantinople, İstanbul.
İstanbul tarih, tarih İstanbul kokar.
Tarihi dokusunu kentleşen yapıların arasında kale gibi sağlamca korumayı başarmış, ismi saray anlamına gelen “Palation”dan türemiş, sinagoglarıyla, camisiyle, kilisesiyle 9. yüzyıldan günümüze izler taşımayı başarmış bir semt Balat. Eski dönemde Yahudi ve Musevilere ev sahipliği yapmış olan semtin fotoğraf çekmeyi ve tarihi seven yerli, yabancı turistlerin akınına uğramasının en önemli sebebi gökkuşağının renklerini sanki bir büyüyle kendine kıyafet yapmış Rum evleri. Balat’ın daracık sokaklarını gezerken fotoğraf makineniz için yedek pil taşımanızı öneriyoruz; keza her köşe başında kartpostal güzelliğindeki renk cümbüşünü yakalamak isterken bataryanız bitebilir.
Çıldır Gölü, Ardahan, Kars
Tarihi yapıları fotoğrafladım, doğal güzellikler de tamam, deneyimlemediğim bir kutuplar kaldı diyorsanız sizi böyle alalım. Ardahan ve Kars sınırları içerisinde yer alan Çıldır Gölü, ocak ve şubat aylarında tamamen donuyor. Aynı zamanda Van Gölü’nden sonra Türkiye’deki en büyük 2. göl olma unvanına sahip. Donmuş gölün üzerinde yerli halkın geçim kaynağı olan balıkçılığı halen devam ettirdiğini görebilirsiniz. İki şehrin merkezinden de özel araçla 45 dakikada göle ulaşabiliyor. Çıldır Gölü’nün üzerinde atlı kızaklarla gezebilir ve yerli Eskimolarımızın balık avlarını ölümsüzleştirecek kareler yakalayabilirsiniz.
Fotoğraf sanatınızda size hem içsel hem dışsal yolculuklarınız rehberlik edecek ve hikayelere olan merakınız sizi bambaşka diyarlara daha götürecek…