Trabzon’da Gezilecek Yerler
Trabzon yeşilinden ve tarihinden ödün vermeyen şehir olarak ziyaretçilerine çok fazla seçenek sunuyor. Üstelik Trabzon’da şehir içi ulaşım oldukça rahat olsa da araba kiraladığınızda trafik sıkıntısı yaşamayacağınız için gezinizi daha rahat planlayabilir, daha çok yeri ziyaret edebilirsiniz. Dik sokakları, dönemeçli yollarıyla gez gez bitiremeyeceğiniz kadar çok güzelliğe sahip memleket Trabzon’u gezmek için sayılı günü olanlar, gezeceği yerleri seçmekte zorlananlar için Trabzon’da gezebileceğiniz birbirinden güzel yerlerden küçük bir rehber hazırladık.
Atatürk Köşkü
1890 yılında Kostantin Kabayanidis’in yazlık olarak yaptırdığı köşk, 15 Eylül 1924 yılında Trabzon’a gelen Atatürk tarafından çok beğenilir. Trabzon Özel İdaresi tarafından köşk, tapu ve anahtarı ile birlikte 1930 yılında Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya hediye edilir. 10 Haziran 1937 yılında Atatürk, buraya son gelişinde iki gün bu köşkte kalmış ve vasiyetini burada yazarak sahip olduğu her şeyi Türk ulusuna bırakır. Ölümünden sonra yasal varisi kardeşi Makbule Boysan’dan Trabzon Belediyesi tarafından istimlak bedeli ödenerek müzeye dönüştürülmek üzere satın alınmıştır. 1943 yılından beri Atatürk Müzesi olarak anılan bina, haftanın her günü misafirlerine açık. Meydan’daki Atatürk Alanı’ndan yarım saatte bir kalkan belediye otobüsleriyle müzeye ulaşım mümkün.
Sera Gölü
Akçaabat ilçesinde bulunan Sera Gölü, 1950 yılına kadar yoktu. O tarihte heyelan sonucu Derecik Vadisi’nden kopan kayaçlar derenin önünü kapatınca göl meydana geldi. 18 günde oluşumunu tamamlayan Sera Gölü Akçaabat halkının gözünün önünde oluştuğu için adeta bebeği gibi. 2000li yıllarda göle dolan toprağın çamurlaşmasından dolayı göl tehlike bir hal alsa da ilgili çalışmalar devam ediyor. Sera Gölü’ndeki restoranda yemeğinizi yiyebilir, gölde deniz bisikletine binebilirsiniz. Uyaralım, gölde bisiklet sürmek bağımlılık yapıyor!
Trabzon Ayasofya Müzesi
Şehrin merkezinden dolmuşlarla kolaylıkla ulaşım sağlayabileceğiniz Ayasofya Müzesi, denize yakın çok güzel bir konumda olan tarihi bir müzedir. 1250-1260 yılları arasında Latin işgalindeki İstanbul’dan kaçan ve Trabzon’da imparatorluk kuran Komnesoslardan Kral I. Manuel tarafından yaptırılan bina Fatih Sultan Mehmet’in 1461 yılında Trabzon’u işgaline kadar kilise olarak kullanılmıştır. 1584 yılında Sultan Mehmet’in isteğiyle bazı düzenlemeler yapılarak camii haline getirilmiştir. 1. Dünya Savaşı’nda önce depo sonra hastane olarak kullanılan ve sonra camii olarak hizmet veren yapı, 1964 yılından sonra müzeye çevrilmiştir. 28 Haziran 2013 yılında bina, yeniden Müslüman ibadetine açılsa da hâlâ ziyaretçi kabul ediyor.
Sümela Manastırı
Trabzon’da gezilecek yer denince istisnasız akla ilk olarak Sümela Manastırı geliyor. Maçka’da bir kayalık üzerindeki manastırın I. Theodosius döneminde Barnabas ve Sophronios adlı rahipler tarafından yapıldığı sanılıyor. Oldukça zorlu bir yürüyüş yolu bulunan manastıra bölgenin ormanlık olması, sarp yamaçta bulunması gibi nedenlerden dolayı olası tehlikelerin önüne geçmek adına ulaşımı rehberler aracılığıyla veya grup eşliğinde yapmanız yerinde olacaktır. Şu anda restorasyondan dolayı ziyarete kapalı olan Sümela Manastırı’na teleferik kurulması planlanıyor. Ağustos ayında restorasyon bitince mutlaka ziyaret edin.
Yaylalar
Dönemeçli yolları, yolculuk sırasında karşınıza çıkan tür tür hayvanlarıyla yöresel halkın geçim kaynağı, aşı, ekmeği, suyu olan bu yaylalara bayılacaksınız. Şehrin bunaltıcı havasına dönmek istemeyecek, hayallere dalacak ve “buralardan bir ev alacağım” diyeceksiniz. Şolma Yaylası’na çıkıp kaymak yiyebilir, Kiraz Yaylası’nda çim kayağı yapabilir, alabalık avlayabilir ve Ayeser Şenlikleri’nde gönlünüzce eğlenebilirsiniz. Şolma Yaylası’ndan uzun bir yürüyüş yaparsanız Mavura Yaylası’nda kamp kurabilirsiniz. Kamp seviyorsanız göl manzarası olan Çakırgöl Yaylası da iyi bir seçim olabilir sizin için. Hıdırnebi ve Kuruçam Yaylalarına giderseniz orada konaklama için yer bulmanız mümkün. Üstelik temmuz ayında kalırsanız Hıdırnebi Şenlikleri’nde çok eğlenirsiniz. Kayabaşı Yaylası’na çıkınca sizi en çok büyüleyecek olan şey, yamacın ucuna otururken, hatta belki sevdiklerinizle piknik yaparken izleyeceğiniz sisli manzara olacak. Adeta bulutların üzerinde olacak, dünyada tadabileceğiniz en saf duyguları kucaklayacaksınız. Genel olarak fotoğraf tutkunları için de çok doğru bir adres bu yaylalar. Vaktiniz varsa gidebildiğiniz kadar çok yaylaya gidin Trabzon’da.