Orta Çağ'ın Büyülü Mabedi: Bakü Ateşgahı
Kardeş ülkemiz Azerbaycan’ın başkenti olan Bakü şehir merkezine yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunan Ateşgah, menşei İran olan Zerdüştlüğün en önemli tapınaklardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Öte yandan Zerdüşt’ün ise Milattan Önce 600’lü yıllarda İran’da dünyaya geldiği ve ilk tek tanrılı din olan Zerdüştlüğü kurduğu farklı kaynaklarda yer alıyor. Doğum tarihi ve yaşadığı şehirler kaynaklar arasında farklılık gösterse de Zerdüştlük halen varlığını sürdürüyor ve milyonlarca inananı bulunuyor. Ateş ise bu din için oldukça önemli bir yerde konumlanıyor. Temizlenme, arınma ve ayinler bu dinde saf ateş ile birlikte yapılıyor. İşte bu sebeple Ateşgah gibi mabetler Zerdüştler için büyük önem taşıyor. En eski ve en büyük tapınakları İran’da bulunan Zerdüştlüğün diğer tapınakları ise Hindistan ve Azerbaycan’da yer alıyor. Diğer yandan bu dinin Hindistan’a kadar yayılma süreci ise Zerdüştlerin yeni yaşam alanları aramak amacıyla yaptıkları göçler sonucunda başlıyor.
Bakü Ateşgahı’nın hikayesi…
Bugün Bakü yakınlarında yer alan Ateşgah ise bir Orta Çağ mabedi olmakla beraber bugün gidince göreceğiniz binaları 1700’lü yıllar civarında yapılmaya başlanıyor. Tüm odaları Sanskritçe kitabelerle dolu olan bu tapınak, yine aynı odaların bir müze görünümünde dizayn edilmesi sebebiyle hem ibadet edenlerin hem de bilgi almak isteyen turist ve araştırmacıların aynı anda yararlanabildiği bir halde ziyaretçilerini bekliyor. Tapınağın tam ortasına konumlandırılmış olan ateş kulesi ise hem büyüleyici görünümüyle hem de inanlara sunduğu maneviyat ile ayrı bir öneme sahip. Arınma ve temizlenme aracı olarak kullanılan kutsal ateş, sönmesine fırsat verilmeden sürekli yanıyor ve herkes tarafından açıkça görülebiliyor. Öte yandan 21 Mart Nevruz Bayramı’nda ise Zerdüştler için kutsal bir hac merkezi olan Ateşgah, bayram sebebiyle kutsal ateşin buradan alındığı için ziyaretçi akınına uğruyor.
Bakü Ateşgahı hakkında ilginç gerçekler
Kadim geçmişi ve mimari tarzıyla hangi dine inanıldığı fark etmeksizin her göreni kendine hayran bırakan bu mabet, Azerbaycan devletinin hizmet ve denetimleri ile ihtişamını kaybetmeden ayakta duruyor. Azerbaycan tarihinde de önemli bir yere sahip olan Zerdüştlük, bu mabet ile gelecek nesillere de taşınıyor. Bakü’nün merkezinden rahatça ulaşabileceğiniz mabet, Hindistan ve İran’daki mabetlerden farklı olarak ölü yakma veya ölüleri akbabalara verme ritüelini sürdürmüyor. Tapınakta bulunan hücre tipindeki odalarda ise Zerdüştlüğe mensup kişilerin günahlarından arınmasını sağlayan araçlar ve bu işlemi nasıl yaptıklarını gösteren maketler yer alıyor. Kaldırdığınız her taşın altından tarih fışkıran Ateşgah, Azerbaycan’a yolu düşen herkes için uğrak bir adres oluyor. Dillerin ve dinlerin ortaya çıktığı yer olarak kabul edilen Ortadoğu’nun en eski ve köklü inanç sistemlerinden biri olan Zerdüştlüğe ait bu harikulade tapınağın içerdiği simgelerin konumu ve anlamları da ayrı bir önem arz ediyor. Bazı kaynaklara göre ise Azerbaycan, adını kutsal ateşten alıyor. Anlamı “odlar” yani ateşler diyarı olan kardeş ülkemiz, tarihinin en eski dönemlerinden beri kutsal ateş kaynaklarına ev sahipliği yapıyor. Bölgenin kadim dini olarak kabul edilen Zerdüştlük, bir diğer adı ile Ateşperestlik, bölgede ateşe duyulan saygının ise asla azalmamasına sebep oluyor.
Bakü Ateşgahı neden bu kadar popüler?
Dünya üzerinde yer alan üç büyük ateşgahtan biri olan bu mabet, bölge tarihinin daha ayrıntılı olarak irdelenebilmesi ve sosyal hayatın daha kolay anlaşılabilmesi bakımından da incelenmeye değer bir yer olarak araştırmacıları çekmeyi başarıyor. Ateşin kutsal olarak kabul edildiği ve ön planda tutulduğu bu din ise daha önce de söylediğimiz gibi dünya üzerindeki ilk tek tanrılı din olarak kaynaklardaki yerini alıyor. Hangi dine mensup olursanız olun, gittiğinizde üzerinizde büyük etki yaratmayı başaran Bakü Ateşgahı, bize sorarsanız ölmeden önce görülmesi gereken yerler listelerinde de başı çekmeli. Farklı bir dini ve inanışı anlamak ve kısa bir süre de olsa onlar gibi yaşayabilme fırsatını yakalamak, gerçekten de tarifsiz bir deneyim olsa gerek. Olur da günün birinde yolunuz Azerbaycan’a düşerse sakın ola ki Ateşgah’ı gezmeden geri dönmeyin zira olur da gezmeden dönerseniz hayatınızın en büyük pişmanlığını yaşayacağınızın garantisini verebiliriz.