Masallardan Fırlamış Endülüs Kasabaları
İspanya’nın güney bölgesi Endülüs olarak adlandırılıyor ve hepimizin bayıldığı Flamenko işte bu şahane yerde doğup hepimizi dalgası içine sürüklemeye devam ediyor. İnsanlarının eğlenmeyi çok iyi bildiği, bizim de bayıldığımız siestaların cenneti, İspanya’nın sıcacık güneşi ile buluşunca ortaya çıkan bu şahane kasabaları geziyoruz bugün.
Ronda
Endülüs bölgesinin en eski yerleşim yeri olan Ronda, sanki bir kuş uçarken yemini bir tepeye düşürmüş de orada koca bir fidana dönüşüvermiş gibi. Yaklaşık 160 metrelik bir tepenin uçundaki bu masal kasabası, tam 700 yıl boyunca hâkimiyetini kimseciklere kaptırmamış. Buradaki eski yerleşim yeri ile yeni yerleşim alanını bağlayan meşhur Puente Nuevo köprüsünün hemen altı boğa güreşlerinin doğduğu yer. Daracık sokakları, kar beyazı evleri ile insanı büyüleyen Ronda’da kasabayı ikiye bölen kanyondan aşağı sızan küçük şelaleleri izlemek insana anlatılamaz bir huzur veriyor. Hemingway’in ‘’Çanlar Kimin İçin Çalıyor’’ isimli ünlü eserinde bahsedilen her detayı birebir bulabiliyorsunuz. Her sanat dalından insana ilham veren ve vermeye devam eden kasaba halkı neşeli, sıcacık insanlar. Sanki burada kimsenin acelesi yokmuş, sanki buradaki insanlara işlemiyor gibi zaman. Ağır, neşeli ve huzurlu bir hayat var. E tabi İspanya simgesi sayılan boğa her adım başı karşınıza çıkacak. Her yerde heykeller, hediyelikler bile onun üzerinden yapılmış.
Sevilla
Endülüs bölgesinin başkenti olan Sevilla’nın namı almış başını gidiyor. Kısa bir özdeyişe göre; ‘’İspanya’nın başkenti Madrid’dir ama dünyanın başkenti Sevilla’dır.’’ deniliyor. Nehrin kıyısında kurulmuş bu şahane yer zamanında Romalılar, Vizigotlar ve Emevilere başkentlik yapmış tarihi önemi yüksek bir yer. Nisan ve temmuz ayları arasında ziyaret etmek için en ideal zaman olan Sevilla’da yapılan değişik festivalleri de görme şansınız var. Özellikle nisan başlarında düzenlenen ‘’Semana Santa’’ isimli dini festivalde başörtülü kadınlar ve ellerinde ikonalar taşıyan erkeklerin oluşturduğu geçit töreni görülmeye şayan. Ancak nisan sonunda düzenlenen ‘’La Feria de Abril’’ isimli festival tam anlamı ile gelenek görenekleri görmenize yardımcı olacak muhteşem bir festival. Bu geleneksel festivalde çeşitli yöresel danslar yapılıyor, boğa ve araba güreşleri sergileniyor. Merkezden yürüyerek pek çok değerli yapıyı da görme şansınız var. Sevilla Katedrali, Plaze de Espanya ve Real Alcazar mutlaka görmeniz gereken yerler arasında.
Cordoba
Cordoba, Romalılar tarafından kurulan buğday, şarap ve zeytinyağı ticaretinin gözdesi olmuş bir kasaba. Romalılardan sonra Emevilere geçen kasaba gerçek yükselişini o dönemde yaşıyor. Hıristiyan, Müslüman ve Yahudilerin gayet samimi ve sevgi dolu yaşadığı dönemlerden oluşan bir kültür dokusu hâkim. Pek çok sanatçı, bilim adamı ve önemli şahsin yaşaması ile Avrupa’nın bilim ve sanat alanında önde giden kasabalarından oluyor. Hatta Avrupa’daki ilk üniversite buraya kuruluyor ve genç nesiller buradan yetişerek dünyanın dört bir yanına ulaşıyor. 1984 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası’na girerek önemi iyice artan kasabada La Mezquita (Cordoba Camii) dünyanın en büyük camii unvanını elinde taşıyor. Sokaklarında gezerken sanki bir masalın içinde yaşıyormuşsunuz hissini veren kasaba hala o ilk günlerindeki dostluk, sevgi ve bütünleşme hissini yaşatacak kadar gerçek.
Granada
‘’Alhambra Sarayı’’ ile dilden dile dolanan Granada çok ünlü bir Endülüs kasabası. Dünyanın yedi harikasından biri sayılan bu görkemli sarayı görmek için dünyanın her bir noktasından akın akın ziyaretçilerini ağırlıyor. Saray da saray ama hani yani. 4 ana bölümden oluşan, el işlemeleri ile görenlerin ağzını açık bırakan güzelliği öyle kelimeler ile anlatılacak gibi değil. Sabah veya akşam ziyaretine açık olan saraya girmek öyle hemen de kolay değil. Biletler çok öncesinden tükendiği için buraya gitmeden önce internet üzerinden ziyaret biletinin alınmasında büyük fayda var. Genel olarak Granada halkı çok hareketli her zaman neşeli. Flamenko danslarını çılgınlar gibi izleyebileceğiniz pek çok gösteriye denk geleceksiniz. Sanki hiç yorulmuyorlar, sanki siesta yapan onlar değilmiş gibi dans eden rengarenk insanlar içinizi ısıtacak cinsten.