Avrupa Kıtası’nın tam da orta yerinde büyük kısmı İsviçre’de olmak üzere İtalya, Almanya ve Fransa’yı da kapsayan Alpler; seyretmeye doyamayacağınız kartpostal tadında manzaralar sunar ziyaretçilerine; hem de yılın her dönemi… Himalayalar’ı aratmayan heybetiyle zirvelerine ulaşmak türlü incelikler ve derin dağcılık teknikleri gerektirse de pek çok doğa tutkunu bu büyüleyici manzaraların tadına varabileceği zirvelere ulaşmak için günlerini harcamayı göze alır. İşte Alpler’in ulaşılması güç ama insana yaşam enerjisi veren zirve noktalarından bazıları:
AIguIlle Du Midi
Avrupa’nın çatısı olarak bilinen 4810 metre yükseklikteki Mont Blanc Dağı’nın zirvesine en yakın nokta AIguIlle Du Midi. Chamonix Vadisi’nin nefes kesen manzarasını izleyebileceğiniz en güzel yerlerden birisi olan zirveye 1909 yılında inşasına başlanan teleferikle ulaşılabiliyor. Kuzey Kulesi’ne ulaştığınızda artık en yüksek noktadasınız demektir. Burada yer alan seyir noktalarından 360 derecelik panoramik görünüm ile etkileyici manzaranın tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.
Schiltorn
1969 yılında çekilen James Bond serisinin “Kraliçenin Hizmetinde” filmine de ev sahipliği yapan Schiltorn; büyüleyici manzarasıyla beyazlar içinde başka bir dünyadaymışsınız hissi uyandırıyor. Lauterbrunnen Vadisi’nden trenle Mürren Köyü’ne geçip, devamında teleferikle ulaşabileceğiniz zirvede bulunan restoranda yemeğinizi yerken manzaranın tadını çıkarabilir, yemekten sonra meşhur James Bond Müzesi’ni de ziyaret edebilirsiniz.
Matterhorn
İsviçre-İtalya sınırında yer alan Matterhon Dağı; piramit şeklindeki zirvesi ve çocukluğumuzda izlediğimiz Heidi’nin eteklerinde koşup oynadığı kırsal manzarası ile ömür boyu hafızanızda yer edecek eşsiz bir manzaraya sahip. Ulaşım için Zermatt’tan dünyanın en yüksek açık hava hattı olan Gornergrat demiryolunu kullanabilir, ardından manzaranın keşfi için teleferikle 3800 metre yüksekliğe kadar çıkabilirsiniz. Dağ eteklerinde kurulu olan dünyaca ünlü oteller konaklama ve yakın köylere yapılacak doğa turları açısından harika fırsatlar sunuyor.
Pilatus
Orta Çağ efsanelerinde Ejderha Dağı olarak bilinen Pilatus; Luzern bölgesinde deniz seviyesinden 2180 metre yükseklikte yer alan tam bir doğa harikası. Pilatus’a, Luzern Gölü’nün ressam tablolarını aratmayan manzarası eşliğinde Alpnachstad üzerinden 40 dakikalık bir füniküler yolculuğuyla ulaşabilirsiniz. Zaman zaman 48 derecelik açıya ulaşan bir güzergâhta yolculuk yapmak heyecanlı ve adrenalin dolu anlar yaşamanıza sebep olsa da oldukça eğlenceli. Diğer bir alternatif ulaşım yöntemi ise Kreins İstasyonu’ndan zirveye kalkan teleferikler. Zirveye ulaştığınızda Luzern Gölü’nün efsanelere konu olmuş güzelliğini kuş bakışı izleyebilir, aheste aheste batan güneşin kızıllığı size eşlik ederken akşam yemeğinizi yiyebilirsiniz.
Glacier 3000
Pillon istasyonundan zirveye ulaştığınızda yerden 3000 metre yükseklikte bir asma köprü üzerinde ne kadar sakin kalabilirseniz; İsviçre Alpleri’nin en güzel manzarasının tadını da o kadar fazla çıkarabilirsiniz. İki zirveyi birbirine bağlayan 150 metrelik asma köprüye mevsimine göre 15 dakikalık bir dağ yürüyüşü ile ulaşım sağlanıyor. Köprü üzerindeyken Eiger, Mönch, Jungfrau, Matterhorn, Grand Combin, hatta çok uzaklardaki Mont Blanc zirvelerini de görebilir, çekeceğiniz fotoğraflarla bu anı ölümsüzleştirebilirsiniz.
Gstaad
Avrupa ve Rus sosyetesinin uğrak merkezi olan meşhur kayak merkezi Gstaad; mükemmel tesisleri ve el değmemiş doğasıyla özellikle kış tatilcilerinin ilk tercihlerinden biri oluyor. İsviçre’nin bu küçük ama her yönüyle ihtişamlı kasabasında alışveriş için aradığınız her markayı bulmak mümkün. Zengin menü seçenekleri ile damak tadınıza hitap eden restoranlar biraz pahalı olsa da en sonunda “Kesinlikle buna değdi!” diyeceğinize garanti veriyoruz. Zürih’e 3 saat mesafede yer alan Gstaad’a tren ya da otobüsle ulaşım mümkün.
Rigi
İsviçre’nin en popüler tatil noktalarından bir diğeri de Rigi. Luzern Gölü üzerinden buharlı gemi ile Vitznau’ya geçtikten sonra Avrupa’nın en eski demir yolunu kullanarak tarihi dağ treni ile Rigi’ye ulaşmak mümkün. Zirveye ulaştığınızda Alpler’in göz alıcı manzarası karşısında bir kez daha büyülendiğinizi hissedeceksiniz. Yılın her mevsimi tatil imkânı sağlayan bu şirin kent; termal kaplıcaları, doğa yürüyüşü için eşsiz rotaları ve kayak merkezleri ile her yaşa ve her zevke hitap eden tatil alternatifleri sunuyor. Luzern Gölü kıyısında yer alan lüks otelleri, zengin menülü restoranları ve doğa ile baş başa bir tatil için Rigi mutlaka görülmeli.