İskoçya’nın En Güzel Şehirleri
Birleşik Krallık’ta bulunan 4 ülkeden bir tanesi olan İskoçya, İngiltere’nin ardından en yüksek nüfusa sahip Birleşik Krallık ülkesi. 1707 tarihine kadar bağımsız bir ülke olarak varlığını sürdürse de, bu tarihten sonra İngiltere, Galler ve İrlanda ile Birleşik Krallık’ı oluşturdular. 843 yılında Kenneth MacAlpine tarafından temelleri atılan İskoçya, dünya tarihinin varlığını devam ettiren en eski ülkelerinden de bir tanesi. Dünyanın doğal güzellik bakımından oldukça cömert davrandığı İskoçya’da 790 ada bulunurken bu adaların 130’unda yerleşim yeri bulunuyor. İskoçya’ya gittiğinizde insanlar sizi her daim pozitif karşılıyor. Oldukça soğuk bir bölge olmasına rağmen insanları da bir o kadar sıcakkanlı. Kibar ve yardımsever tavırları, ülkelerini ziyaret eden kişilerin genellikle İskoçya’yı bir kez daha ziyaret etmesiyle sonlanıyor. Siz de İskoçya’ya bir kez giderseniz, bir daha gitmek isteyeceksiniz.
Edinburgh
İskoçya’nın belki de en önemli şehri olan Edinburgh, doğal güzellikleri, tarihi yapıları ve sevecen insanlarıyla görülmeye değer bir şehir. Edinburgh’a eğer bir veya iki gününüzü ayırmayı düşünüyorsanız, bu sürenin Edinburgh’u tam anlamıyla hissetmek için yeterli olmayacağını anlarsınız. Edinburgh Kalesi, şehrin en eski yapılarından bir tanesi. 1000 yıldır olduğu yerde var olan bu kalede, şehir manzarasına hakim bir tepede yer alıyor. Yılda bir milyon ziyaretçinin gittiği Edinburgh Kalesi’ni tamamen gezmekse yaklaşık 3 saat sürüyor. Ayrıca bu kalede evlenmek isteyenler için bir de St. Margeret’s Şapeli bulunuyor. St. Giles Katedrali, şehre tarihi hava katan diğer bir mimari yapı. 14. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen katedralinde yer alan çan kulesi, Edinburgh’un simgelerinden biri ve 900 yıldır ülkenin dini merkezi olmayı başarmış. 1670 yılında kurulan Edinburgh Botanik Bahçesi de şehrin görülmeye değer yerleri arasında yer alıyor. 13 binden fazla bitki türünün bulunduğu yerde insanların alışveriş yapabilmeleri için bir de ufak mağara bulunuyor.
Glasgow
Sokaklarında gayda sesi tınısıyla tarihi hissedebileceğiniz bir şehir olan Glasgow’u bir kez görmeniz, şehre yerleşme planlarını yapmanıza yol açacak. Havasıyla insanı etkisi altına alan Glasgow’da yaşamdan izler taşıyan birçok mekan var. Glasgow Katedrali de bu mekanlar arasında en görkemli olanı. İskoç Reformu öncesinde inşa edilen yapı, Glasgow Başpiskoposu’nun katedrali olarak biliniyor. Katedral, orta çağdan kalma bir katedral olmasının yanı sıra İskoç gotik mimarisinin kusursuzluğunu yansıtıyor. Kelvingore Sanat Galerisi ve Müzesi, 2003 yılında restore edilmiş ve 2006 yılında kapılarını ziyaretçilerini açtı. Glasgow’un, hatta İskoçya’nın en çok ziyaret edilen mekanlarından bir tanesi olan Kelvingore Sanat Galerisi ve Müzesi, Kelvin Nehri’nin huzur veren görüntüsü ve Kelvingore Parkı’nın doğasıyla sanatı buluşturuyor.
Bilime meraklı olanların veya eğitim almak isteyenlerin ziyaret ettiği mekanlardan bir tanesi olan Glasgow Bilim Merkezi, 2001 yılında Kraliçe 2. Elizabeth tarafından açıldı. Üç kattan oluşan yapının mimarisi de gemiciliği bir gönderme içeriyor. Her katta çeşitli sergiler düzenlenirken, ziyaretçiler çeşitli eğitim atölyelerine de katılabiliyor.
Aberdeen
Granit Şehri olarak adlandırılan Aberdeen, Edinburg ve Glasgow’un ardından İskoçya’nın en önemli şehri olarak kabul ediliyor. 18. yüzyıl itibariyle günümüzdeki granit yapılara ev sahipliği yapmaya başlayan Aberdeen, 1970’de Kuzey Deniz petrolünün bulunmasıyla da Avrupa Enerji Başkenti olma unvanını kazandı.
Granit Şehri olması Aberdeen’in mimari yapılarını da etkilemiştir. Şehrin adını aldığı Viktorya dönemine ait yapılardan en etkileyici olan Union Street’te bulunan Kasaba Evi. Kendi başına büyük bir heybeti olan yapının kuleleri ise etkileyici bir görsel sunuyor. Granit, diğer yapı malzemelerine nazaran oldukça dayanıklı bir madde. Bu nedenle, yıllar geçmesine rağmen şehrin görünümü hala ilk günkü gibi. Granit Şehri’nde görebileceğiniz diğer önemli yapılar ise; Thom’s Sarayı, Music Hall, Trinity Hall, Town and County Bankası ve dünyanın granitten yapılma en büyük ikinci mimarisi olan Marischal Koleji.