Fransa’nın Hayranlık Uyandıran Şehirleri

Fransa yılın her mevsiminde seyahat etmeyi sevenler için mutlaka zevklerine uygun gezi ayarlayabilecekleri bir ülke. İster ailenizle, ister arkadaşlarınızla, ya da sevgilinizle gidin, her yaş grubu insanın güzel vakit geçirebileceği, eğlenceli bir yolculuk olacak. Özellikle tarihi mekânları seviyorsanız Fransa’nın bütün şehirlerinde ilginizi çekecek kaleler, müzeler, bahçeler sizi bekliyor. Fransa’ya gittiğinizde gezinizi sadece bir şehirle sınırlandırmayın ve olabildiğince çok çok yer keşfetmeye çalışın. Paris dışında en çok ilgi gören şehirlerini de gezmek ve tanımak için kendinize fırsat tanıyın. Geri döndüğünüz zaman anlatacak bir sürü harika hikâyeniz olacak.

 Bordeaux

Fransa denilince aklımıza gelen harika şarapların üretildiği şehre yapacağınız yolculuk sizin için inanılmaz derecede heyecan verici olabilir. Bordeaux şaraplarının ününü duymayan yoktur diye düşünüyoruz. Bir kadeh yerli üretim şarabın yanına güzel bir peynir tabağı sipariş vererek şık bir restoranda Fransız şarkıları eşliğinde harika vakit geçirebilirsiniz. Şarap tatma turlarına katılarak, beyaz, kırmızı, pembe ve birçok başka şarabın hazırlanma sürecine şahitlik edebilirsiniz. Şehrin en görülmeye değer yerlerinden biri ise 12. yüzyılda yapılmış olan Aziz Andrew Katedrali. Turistler tarafından çok ziyaret edilen katedral UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne de adını yazdırmış.  Şehrin merkezinde bulunan Esplanaade des Quinconces ise 19. yüzyılda yapılmış ve Avrupa’nın en büyük meydanı unvanına sahip. Akşam saatlerinde ise 18. yüzyılda yapılan Palace de la Bourse`nin ışıklı muazzam görüntüsünü kaçırmamalısınız.

Nice

Fransa’nın bir diğer en güzel şehriyse Nice. Nice’in en çok ilgi gören yeri ise Promenade des Anglais sahil şeridi. 4 km boyunca uzanan Baie des Anges adındaki plaj görebileceğiniz en harika manzaralardan birini sunuyor. İsterseniz gündüz turkuaz sularda yüzerek, sıcak güneş ışınları altında dinlenin, isterseniz de akşam palmiyelerin dizildiği sahilde yürüyüşünüzü yapın. Deniz seviyesinden 92 metre yükseklikte bulunan Castle Hill Parkı’nı ziyaret ettiğinizde ise kuşların sesi,  yemyeşil ağaçların güzelliği ve şelalenin huzur verici sesi eşliğinde sahil manzarası ayaklarınızın altında uzanacak.

Annecy

Yolunuz Annecy’e düşerse Paris`ten sonra Fransa`nın ikinci en romantik şehrinde zamanınızı güzel bir şekilde değerlendirmek için çok seçeneğiniz olacak. Öncelikle Annecy gölünü mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz. Hava yeterince güzelse göl etrafında bisiklet turu yapabilir, küçük teknelerle gölde yüzebilir ve gölün dağlara karşı olan manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Annecy gölünün masmavi sularına izleyerek çimenler üzerinde piknik de yapabilirsiniz. Şehre romantik bir görüntü veren kanalların etrafında bulunan kafelerde vakit geçirirken bir tarafta dağların bir tarafta da şehrin manzarasının ne kadar uyumlu olduğunu fark edeceksiniz. Efsaneye göre kanallarla ayrılmış şehri birleştiren Pont des Amours Köprüsü’nde bir birini seven iki kişi öpüşürse bir daha asla ayrılmaz.

Toulouse

Ilıman iklimi sayesinde kışın soğuk zamanlarda bile Toulouse’da güzel bir tatil yapabilirsiniz. Augustine Müzesi’ne uğrarsanız resim, heykel ve benzeri birçok sanat çeşidi incilerini bir arada görme fırsatınız olacak. Şehrin bir diğer en çok ilginizi çekebilecek noktası ise 11-13. yüzyılları arasında yapılmış ve günümüze kadar ihtişamını korumuş Basilique Saint Sernin.  Avrupa’nın en büyük Roma tarzında yapılmış yapısı olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor. Fransa’nın en görkemli operasına ev sahipliği yapan Place du Capitole Meydanı’nı keşfetmeye gittiğinizde ise karşınızdaki geniş ve büyüleyici manzarasından gözlerinizi alamayacaksınız, bizden söylemesi!

Colmar

Colmar’ın sizi en çok etkileyecek yanı eski ahşap evlerden oluşan manzarası. 18. yüzyılda yapılmış Palace de la Cathedral’den başlayarak şehri keşfedin. Gotik tarzda yapılmış katedralin her bir santiminde yatan tarihi değerleri keşfettikçe bu şehri tercih ederek ne kadar doğru bir karar verdiğinizi anlayacaksınız. Quertier de la Krutenau ise kanalları sayesinde adeta küçük bir Venedik izlenimi uyandırıyor insanda. Kanalların etrafında rengârenk evlerin manzaraları, bir birinden farklı ve lezzetli yöresel tatlar sunan kafeler ve restoranlar sayesinde farklı bir gezi gerçekleştirmiş olacaksınız.