Sivas’ta Mutlaka Görmeniz Gereken 7 Yer

Birçok uygarlığa tanıklık etmiş, birbirinden farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış buram buram tarih kokan kentte en nihayetinde de Cumhuriyet’in temelleri Mustafa Kemal Atatürk tarafından Sivas’ta atılmaya karar kılınmış. Sivas kurtuluş mücadelemizin en önemli şehirlerinden biri olmuş. Şehre hâkim olan bu ciddi ve dimdik duruş başka neyin açıklaması olabilir ki. Sivas deyince aklınıza gelen en can alıcı duygu kar, kış, kıyamet üçlüsü değil mi? Haklısınız soğuğu ile meşhur olmuş ilimiz ama hakkını da vermiş doğrusu. Bizleri tarihte yolculuğa çıkaracak medeniyetlerin izleri, şifalı suları, görülmeye değer masmavi gölleriyle Sivas mistik havasını korumayı başarmış en nadir kentlerimizden. Sizlerin de mutlaka görmesi gerektiğini düşündüğümüz, yolunuz bu kıymetli şehre düşerse gezmeye nereden başlayabilirim sorusuna kolayca cevap bulabilmeniz adına hazırladığımız bu yazıyı keyifle okuyabilirsiniz.

Çifte Minareli Medrese

Şehir merkezinde olup bütün görkemiyle günümüze kalmayı başaran taç kapısı sayesinde sanki şehri selamlıyor. Anıt niteliğinde olan medrese kentte sembol vasfı görüyor. Tarihte bilinen diğer adıysa Darü’l hadis. Taç kapının üzeri geometrik şekillerle süslenmiş, farklı ve hareketli bir görüntü kazanmayı başarmış. İncelerken hayran kalacağınıza eminiz. Ağzınızdan kendiliğinden dökülecek cümlelerse bu kadar zarafeti taşa işlemek nasıl bir yetenek, bakış açısı, nasıl bir sanat anlayışı.

Buruciye (şifaiye) Medresesi

Buruciye Medresesi 1271 yılında dönemin Selçuklu Sultanı III.Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından ilim irfan öğretilmek amacıyla yaptırılıyor. Avlusu açık şekilde planlanan medrese toplamda iki kattan oluşuyor. Taşların simetrik uyumu, mimarisi kim sorusunu akıllara getirse de maalesef mimarı belli olmayan tarihi eserlerimizden biri. Günümüzde ise durum biraz değişmiş, yapının öz kimliğini kaybettirmeden çay, kahve ya da bilumum sıcak içecekleri aperatif atıştırmaları bulabileceğiniz bir yere dönüşmüş. Sivas halkının da en uğrak yerlerinden biri olmasını sağlamışlar. İnsanlar bu mistik yapıda buluşup sohbet edebilme imkânına sahip olmanın tadını sonuna kadar çıkarıyorlar.

Sivas Kongre Müzesi

Ülkemiz için en önemli kararların alındığı, imzalandığı milli mücadele dönemimizde 4 Eylül Sivas Kongresi’nin toplanıldığı yakın tarihimizin en canlı tanıklarından bu müze. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları milletimiz için en doğru kararları alırken 108 gün bu binada konaklıyorlar. Kongre bittikten sonra bina lise eğitimi vermeye başlasa da 1984 senesinde liseyi Kültür Bakanlığı devir alıyor ve binayı müzeye dönüştürüyorlar. Ziyaret ederken kendinizi milli mücadele dönemindeki ruhun benzeri duygulara kapılmanız yüksek ihtimal. Bu açıdan çok güzel bir deneyim yaşayacağınıza emin olabilirsiniz.

Gök Medrese

Yine Selçuklu döneminden günümüze kadar gelmeyi başaran Gök Medrese eşsiz mimari yapısıyla dikkat çekiyor. İki katlı olan yapı o dönemde 80 odalı olarak kullanılıyormuş. Eğitimin dışında medrese de fakirler için ayrıca yemek yapılan bir bölümün olması da dikkat çekiyor.

Kangal Balıklı Kaplıca

Kaplıca Sivas’ın köpekleriyle dünyaya nam salmış meşhur ili Kangal’da bulunuyor. Kaplıcanın en ayırt edici özelliği ise havuzun içerisindeki doktor balıklar. Doktor balıklar cilt ya da derinizdeki hastalıklı bölgeyi keşfedip o kısmı tedavi ediyor ve bunu belirli bir süre devam ettirdiğinizde oldukça faydası kanıtlanmış hastaların varlığı diğer hastalara umut oluyor. Bu sayede de Sivaslıların ve çevre illerin uğrak yeri haline gelmeyi başarmış. Mucizevî balıkların sırrı ise hala bilinmiyor.

Gürün Şuğul Vadisi

Eğer tam bir doğasever iseniz, Sivas’a kadar gelip Gürün’de bulunan Şuğul Vadi’sini görmeden dönmek olmaz diye düşünüyoruz. Kanyonun içine yapılan doğa ile iç içe yürüyüş yolunu yürüyüp bitirdikten sonra vadide yer alan balık lokantasına mutlaka uğramalısınız. Tazecik balıklar size eşsiz bir lezzet şöleni sunuyor. Kır kahvesinde de yemeğinizin üzerine afiyetle Türk kahvenizi içebilirsiniz.

Zara Tödürge Gölü